bugün
yenile
    1. 3
      +
      -entiri.verilen_downvote
      yvonne strahovski , elisabeth moss , alexis bledel gibi oyuncuların yer aldığı hulu'nun yeni dram dizisi. distopik bir zamanda geçen dizi gergin ortamıyla, çarpıcı sahneleriyle dikkat çekiyor. anlatmak istedikleri atmosferi mükemmel aktarmışlar. oyunculuklar muhteşem. yeni dizi arayanlara şiddetle tavsiye ediyorum. yeni başlamasına rağmen halihazırda 2. sezon onayını aldı.
    2. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      bu kadar internete düşmemeye kararlı bir dizi görmedim. torrent morrent izleyeyim diyorum. bu sefer de altyazı yok. sinirimi bozuyor bu dizi bir türlü izleyemedim, delireceğim.
    3. 4
      +
      -entiri.verilen_downvote
      75. altın küre ödüllerinde aldığı ödül. en iyi kadın oyuncu (tv drama): elisabeth moss en iyi tv dizisi (drama)
    4. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      şöyle bir gezinirken denk geldiğim, izlediğim sırada kitap uyarlaması olduğunu öğrendiğim, rahatsız edici sahneleri olan, konusu hayli ilginç, bir sürü emmy ödüllü yabancı dizi. kitabı okumadım fakat aldığım birkaç duyuma göre ilk sezonla birlikte bitmiş kitap, yani ilk sezonunun sonu gibiymiş kitabın sonu. bu yüzden daha çok merak ediyorum, ikinci sezon türkiye'de 26 nisan'da. hakkında daha fazla bilgi için buradan.
    5. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      2. sezonu yeni başlamış olan, margaret atwood'un romanından uyarlanan kaliteli dizi. bizde blu tv'de gösteriliyor.
    6. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      1.sezonunu bugün bitirdiğim, kadınların doğum makinesi olarak kullanıldığı distopik dizi. gelecek yıllarda insanlar gittikçe kısırlaşıyor ve doğurgan kadın sayısı azalıyor. baştakiler de bu duruma çare(!) olarak doğurgan kadınları yakalayıp evli ailelere -komutanlara- çocuk yapsın diye gönderiyor. sanırım hayatımda ilk defa 1 günde sezon bitirdim. fakat ne yazık ki diziyi o kadar sıkı saklıyorlar ki 2.sezonu blutv'den başka bir yerde bulamadım. ağlayarak yeni dizi arayışlarına geçiyorum...
    7. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Yvonne Strahovski sen muhteşem bir detaysın.
    8. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      yıllarca listemde durduktan sonra sonunda başlayabildiğim distopik dizi. bu gece başladım, 3 bölümünü izledim. izlesem daha da izlerdim ama önce bu üç bölümü sindirmek istiyorum. distopik diyoruz ama aslında çok da distopik değil maalesef. kadınların çalışmasının yasaklanması, yanlarında erkek olmadan bir şeyler yapamaması şu an afganistan’da yaşanan şeyler. çok korkunç ve insanlık dışı. --- spoiler --- dizinin her sahnesi ayrı rahatsız edici, diken üstünde izliyorsunuz resmen. sadece bir sahnesinde böyle değildim, o da kadınların tecavüzcüyü linç ettikleri sahne. ama aslında o da yine rahatsız ediciydi, sanki diğer adamlar kadınlara tecavüz etmiyormuş gibi. sistematik ve düzenli olarak tecavüz ediyorlar. --- spoiler --- bu arada dizi blutv dışında hiçbir yerde yok, dizipal’de bile yoktu. 123movies diye bi siteden ingilizce alt yazılı buldum en son.
    9. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      az önce birinci sezonunu bitirdim. insanın izledikçe alışması ve ilk anki kadar etkilenmemesi çok kötü bir şey ya. distopik olduğu halde çok tanıdık şeyler bunlar; kadınların çalışmasının yasaklanması, din baskısı altında kadınları sömürmek, ataerkillik, kadınlara yönelik kısıtlamalar, kısır bir erkeğin çocuğu olmayınca suçun erkekte değil kadında aranması, ses çıkaranların sesinin kesilmesi, tecavüz, şiddet, kadın dayanışması… --- spoiler --- ilk sezonda kadın dayanışmasının büyük rol oynadığı iki sahne vardı, ikisine de ayrı ayrı bayıldım. ilki june’un kaçarken yakalandıktan sonra gördüğü şiddet yüzünden yemek yiyememesi sonucunda diğer kadınların kendi yemeklerinden parçalar artırıp ona getirmesi. ikincisi de kızlardan birini taşlayarak öldürme görevini reddettikleri sahne. --- spoiler --- dizi sadece senaryo olarak değil oyunculuk, müzikleri ve atmosferi açısından da şahane. oyuncuları o kadar gerçekçi ve sağlam ki en ufak bir şeyde insanı hüngür hüngür ağlatıyor, bir de işin içine o karanlık ve boğucu atmosferi girince bir başka oluyor. dizinin müzikleri ayrı güzel, ilk sezondaki bir iki şarkı hariç hepsini listeme ekledim. sahnelere cuk oturan şarkılar ekliyorlar bir de, şahane bir şey oluyor. aslında dizi hakkında söylenecek çok şey var ama ilk sezon için bu kadarla kalsın. ikinci sezonuna da yarın başlayacağım, zaten 10-13 bölüm arası olduğu için şıp diye bitiyor.
    10. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      İzleyin izlettirin, alın size modernize edilmiş(!) şeriat. Son iki sezonunu uzun bir aradan sonra izleyeyim dedim ama biraz daha izlersem dinden imandan çıkacağım. Bu dizide oyuncu olmak bile insanın psikolojisini bozar.
    11. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      ilk üç sezonuyla dünyanın en iyi dizisini izliyormuşum gibi hissederdim. çoğu sahnede gözlerim dolardı izlerken. 4. ve 5. sezonundaki ruhsuzluğun sebebini de anlayamıyorum. Elizabeth Moss ilk defa yönetmenlik yapmış 4. sezon. sanırım ondan kaynaklı, çünkü olmamış hanımefendi. --- spoiler --- en önemli karakterler ölüyor, çarpıcı bir sahne yok. fred için bile etkilenmedim. hiçbir damızlığın öldürülmeyip sürekli tekrar görevlendirilmeleri, affedilmeleri gerçekçi gelmedi(dizide hiç kurgu yokmuş gibi). janine için ilk sezonun son bölümünde bir sahne vardı, harika bir sahneydi. neden june için böyle bir sahne izlemedik ki diye düşündüm hep. kendini sevdiren bir karakter olmasından bahsettiler hep, ana karakteri öldüremeyizin senaryodaki açıklaması bu heralde. 86 çocuğu kaçırdı, unutuldu. komutanı öldürdü fark etmediler. evin şoförüyle ilişkisi olduğunu bütün kanada biliyor, nick için de herhangi bir yaptırım yok unutuldu. tamamen kadınlara eziyet etmek için kurulmuş bir ülke için fazla şefkatli davranıyorlar. june'un herkesten intikam almasını isterim, onun yerine herkesle arkadaş olmasını izliyorum. serena'yla aynı evde yaşamaya başlayacaklar zannettim son sezon, bir onu teklif etmediği kalmıştı. serena'yla olması gereken şey de gilead'a getirilip çocuğunun başka bir aileye verilmesi, serena'nın damızlık olarak bir eve gitmesiydi. kanadada birkaç günlüğüne bir evde öyle bir hayat yaşaması beni tatmin etmedi. emily gilead'a döndü dendi ilk bölüm, diğer bölümlerde unuttular kızı. nereye gitti, öldü mü kaldı mi belli değil. janine'in gözünü oydular, oğlu öldü haberi yok, kızı başka bir ailede, arkadaşları öldürüldü, zehirlendi. şu kızın mutlu bir hayatı olsun artık. konu olarak bir adım bile ileriye gidemedikleri bir 5. sezon izledim. ilerlemek zaman alıyorsa zaman atlayıp öyle izletin böyle bomboş bir sezonun bir anlamı yok. sonraki sezonda gilead'ın içindeki komutanlarla birlikte yakıldığını görmek isterim. ayrıca nick hem june'u hem rose'u seviyor. june hem nick'i hem luke'u seviyor. böyle bir hayata devam etme stratejisi yok malesef --- spoiler ---
    12. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      İzledikçe insanın içini sıkan güzel kurgulu dizi. İçini sıkma sebebi dizinin gerilimini, stresini yaşattığı için. Yani aslında dizi amacına ulaşıyor. Son sezonunu izlemedim henüz. Ne kadar konusunu ve akışını sevsem de böyle iç sıkan konulara karşı tepkiliyim. Bana kendimi iyi hissettirmeyen her şey uzak olsun.